Günlük

Son yıllarda sıkça karşılaştığımız ve çok yapılan yazım hataları arasında ilk sıralarda yer alanlar, -de, -da, -te, -ta eklerinin ekli olduğu kelimeden ayrı yazılması ve de, da bağlaçlarının kendisinden önceki kelimeyle birleştirilerek yazılması. Bunda esasında tek neden görüyorum. Diğer yazım hatalarında farklı sebepler olabilse de bu iki benzer hatanın sebebi, konuştuğumuzu anlamamaktan kaynaklanıyor. Aslında toplumları uzlaşmaz bir yapıya götüren etkenlerden biri de bu belki.

İranlı ünlü keman virtüözü Farid Farjad'dan ablam vasıtasıyla haberim oldu. Hoşuma giden bir parçasıyla başlayarak beğendiğim çalışmalarını zaman içinde buraya eklemeyi planlamıştım. Hattâ "Şimdilik hüzün bahçesinden kayda değer bir çalışma olan Aamad Amma'yı ekliyorum" demiştim. Kısa zamanda bu sayfa PR2 aldı, hiç kullanmadığım facebookdan onlarca beğeniye ulaştı, Google'daki ilgili aramalarda üst sıralarda yer aldı.

Kriz gelirdi, gelmezdi...gelirse de Türkiye hissederdi hissetmezdi...hissetse de en az etkilenenlerden olurdu. Öyleydi böyleydi derken, krizle "Biz Türküz" felsefesinde dalga geçen Erdoğan acı haberi de veren isim oldu. İş dünyasının erken uyarısından faydalanmak yerine "kriz olursa etkilenir miyiz etlenmez miyiz" tartışmalarına taraf olan AKP, ilk önce bu konuda kendi içinde ihtilafa düşmüştü.

Evet efendim, seo (search engine optimization) için kayda değer bir başlıkla bu içeriğimizi oluşturmanın gururunu taşıyorum. Nereden çıktı patlıcan yemeği ? Bakın, şimdi de "patlıcan yemekleri" anahtarına 2. sıradaki revaçta olan "patlıcan yemeği" alternatifini ekledik. Görüyorsunuz  nasıl da çaktırmadan günlüğe bile seo çalışıyoruz. Herneyse, daha düne kadar yemekten "yemesi" hususunda çok iyi anlayan ben, yaklaşık 6 aydır yapmasını da kavramaya çalışıyorum. Biraz mecburiyet dahilinde olsa da durum bu. Şimdi size sevdiğim yemeklerden bir patlıcan yemeği türü olan karnıyarık tarifi vereceğim. Kıyma ve patlıcanın uyumunu yerken damağınızda güzelce hissetmek için tarifimi iyi kavrayınız. Buyrun karnıyarık yemeğine:

12 sene evvel bugündü...yağan kar ile sönmeyecek yangının yüreklere düştüğü gün. Türk siyaseti ona ilk defa bir darbenin anonsunda yer verirken, bir yandan o dönemin siyasetini sivillere devretmekten kaçınan asker, bir yandan Menderes'in idamına -Cemal Gürsel'e yazdığı mektup ile- karşı çıkan sivil, velhasıl iki kimliğe de sahip kişiliği ile tanındı. Atatürk'ten sonra tutunulabilir bir doktirini olan ilk fikrî lider olması ise onu Türk dünyasının son Başbuğu yaptı. Alparslan TÜRKEŞ, Türk dünyasının en büyük kayıplarındandı.

Bir arkadaşımdan e-posta ilegelen ve daha evvel forumda paylaştığım yazıyı aktarıyorum. Saklanacaklar içinde; umarım beğenirsiniz.

Renklerin ustası olarak anılan büyük ressam, eğitimini bitiren öğrencisini uğurlarken, yaptığı resmi şehrin en kalabalık meydanına koymasını ve yanına da kırmızı bir kalem bırakmasını, halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı iliştirmesini istemiş. Öğrenci birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş ve üzüntüyle usatasına gitmiş.

Ali Taran diye biri canlı yayında küfür etmiş. Toparlamak için de yayın girdiğini farketmediğini uydurmuş.

Cübbeli Ahmet Hoca geçen hafta verdiği haberde hem cezaevi şartlarından ve adaletsizliklerden bahsetti, hem de Seyyid İbrâhîm el-Ahsâî Hazretlerinden icazetle bazı dualar istedi. Duların bir kısmını kendimiz niyetle, bir kısmını Cübbeli Ahmet Hocamızın niyetiyle yapacağız. Özellikle Cuma günü, namaz ertesinde edilecek duanın çok önemli ve tesirli olduğunu unutmayalım inşeallah.

Forumda Enes domatessuyu.com'dan bir hıçkırık kesme yöntemi paylaşmış. "Hıçkırık nasıl keslir?" Muhtemelen bunu bulana kadar epeyce hıçkırmış ama neticede yöntem işe yaramış. Yöntem işaret parmağınız ile aynı elin başparmağın avucunuza birleştiği boğumuna baskı yapmak ve bunu her iki elle gerçekleştirmekten bahsediyor. Dayanağı ise oradaki bir sinirucunun uyarılması. Hem bunu yazan kişide hem Enes'de işe yaramış. Gelelim benim yöntemlerime :)

Aslında www.ramazan.biz için aybaşında hazırladığım imsakiyeleri buradan teker teker paylaşmaya karar verdim. Zira ramazan.biz çalışmasına zaman ayıramıyorum. Artık bu sene için o siteyi düşünmeye gerek yok desem yeri var. Ramazandan evvel belki 10 gün falan ilgilenme şansım olursa bile kimseye bir faydası olmaz. İmsâkiyeleri zar zor oluşturdum aybaşında. İnternette bulamadım ve hazırlamaya karar verdim. Hazırda 3-4 ilin imsakiyesi vare. Büyükşehirlerden başlamıştım tabii. Bunları birer gün ara ile paylaşacağım. İstanbul ili 2010 yılı Ramazan imsakiyesi ile başlayalım: