Günlük

Kısa bir dostluğuna isabet ettiğim Lamassu Nisyan'ın yazılarından.

--------------------------------------

Bu hikayeyi 5-6 yıl önce okumuştum hayatımıza yön veren hikayeler serisinden...Ama hayatın karmaşası,gürültüsü içinde belki de beynimi tozlu odacıkları arasında kaybolmuştu..Çünkü birbirini bir hiç için öldüren bir neslin evlatları olarak sevginin gücünün tükendiğine inanmaya başladık kimbilir!!! Ama tabiatta herşey aşk üzerine sevgi üzerine...Her bir damla aşk ile dökülür toprağa.

Takdir edersiniz ki benim yazdığım bir kadının erkeğe olan aşkı değil yanlız ca tüm yaradılışta her alanda bir aşk hikayesi...

Efsane komutan Osman PAMUKOĞLU'nun Hak ve Eşitlik hareketinde hareketlenme var. Partileşmenin kısa sürede tamamlanması ve HEPAR'ın (Hak ve Eşitlik Partisi) Türk siyasi hayatına girmesi bekleniyor.

Millî Eğitim müfredatı konu ve kapsamının "çağdaş çizgiye göre" sil baştan hazırlanacağı, söz-yazı-fikir özgürlüğünde sınır olmayacağı, bölücüler ve teokratik devlet peşinde koşanların önünün kesileceği, ulusal kaynakların kullanımında sosyal güvenlik, eğitim ve sağlığa öncelik verileceği, ordunun direkt veya dolaylı hayatı boyunca siyasetten uzak tutulacağı, yarınlar için ehemmiyetin toprak, su, orman zenginliklerinin olduğu, selamün aleyküm diyen ile merhaba diyenin aynı evlatlar olduğu, kamu ve yerel yönetimlerdeki her türlü saltanat ve lüks yaşama son verileceği dikkat çken maddeler olarak gözüküyor.

Bu millet teröre karşı 1910'lardan bu yana birlik beraberlik içinde. Terör Türk insanı için yeni bir şey değil ki ? 90 yıl evvel Taşnak, Hınçak çetelerinden yakın zaman Asala'ya, PKK'ya kadar onlarca (istihbari listede bir ara 150'den fazla yerli terör örgütü hatırlıyorum) terör örgütüne karşı Türk milleti hep birlik beraberlik içinde oldu. Terör ise ne istedi ? Terör sokaklara dökülmeyi, mücadele için halkın devlet ile ters düşmesini, halk ile devleti karşı karşıya getirmeyi istedi.

Güngören'deki ihanet saldırısının failini belirlemek için araştırmalar devam ediyor. Patlayıcı malzemenin TNT kalıbı ve cep telefonu düzeneği olduğu açıklandı. Açıklamayı duyduğumda aklıma ilk gelen şey benzer malzeme ve düzenekler kulanan sol terörden bazı gruplar oldu. PKK'nın en azından 2. körfez savaşının başlamasından bu yana A4 (malumdur, bölgeye Amerikan askerleri vasıtasıyla gelen A4 patlayıcılar bir anda PKK cephaneliklerinin nadide parçaları olmuştu) ve daha uzun bir dönemdir A4-C4 karışımı olan RDX kullandığını biliyoruz.

Evelsi gün meydana gelen melun saldırının ardından emniyet ve istihbarat birimleri ile teknik birimler çalışadursun, dün ekranda izlediğim Baykal sanki gizli bir telaş içindeydi.

Vali Güler'in açıklamalarını daha yeni dinlemiştim. Saldırıyı üstlenen olmadığı gibi henüz patlayıcının kesin türü hakkında da bir neticeye varılmamıştı. Evet, bunun bir terör saldırısı olduğunu daha sözlük anlamından bilmek mümkündü. Ancak belki de çok mühim olmayan adres malesef henüz belli değildi. Öyle ki, bir kısım bu saldırıyı içerideki meşhurların verdiği bir gözdağı olabileceğini değerlendiriyordu.