Kurban Bayramının 3. günü de öyle böyle derken geçti. Kurban kesenlerden kesmeyen kalmadı. Kesmeyenlerden ise henüz kurban eti yemeyen var mıdır, sanırım şimdi bunu düşünme zamanı. Küresel ekonomiyle meşgul olduğumuz şu sıralar gündemin 1. maddesine yükselen trafik kazaları da bayramın bir diğer yüzü oldu. Henüz dönüş başlamadan kazalarda 50 cvarında can yitirdik. Bir de her bayram daha da artan kurban karşıtı yayınlar var.
Evet belli belirsiz şu yayınlardan bahsediyorum Haberlerde, dizilerde filmlerde çaktırmadan yaptıkları “aman kuzu canım kuzu” yayınlarından. Anne baba çocularının çok sevdiği hayvanı kesmekten vazgeçerler. Hani hayvan dediğimiz sanki bir kedi ya dakaplumbağa ve sanki artık evlerde hayvan besleyecek imkan var. Düşünüyorum da bizim çocukluğumuzda kurbanlı küçükbaş bayramdan 1-2 ay evvel alınır, varsa bahçeye, yoksa balkona konur, evin çocukları orada hayvanı beslerdi bayrama kadar. Şimdi artık mümkün mü.
Herneyse, çağın en iyi reklam alanı televizyon. Reklam dediğimiz ise elbette yine gelenek-görenek-itikad karşısında. Reklamı ille de reklamlarda aramayın, reklamın âlâsı diziler ve filmler ile anahaber bültenleri.
Bizim zamanımız henüz 20-25 sene evveldi. O zaman annemiz-babamız bize kurbanı, bayramı, hikayesini anlatırken anne-baba değiller miydi ? Ne oldu, biz öyle yetiştik deobez mi oldu canavar mı ? Elbette yüzyıllardır olmayanlar biz mi olmayuacaktık. Gelin görün ki aslında kestiğinize bismillahuAllahu ekber diye başlamasanız, her gün yediğiniz etten bir farkı olmayacak. Bu bir bayramda yapılmasa kimsenin lafı da olmayacak. Niyet “Allah’a doğru” olunca silahlar üzerinize çevriliveriyor. Bütün bir sene kimsenin kasaplarla ya da sofrasına gelenle alıp veremediği yok.
Herkesin evinin önünü bırakın kendi bahçelerind ekestiği kurbanlara dil uzatıp laf söyleyen, şikayet eden, AB çanlarıyla toplu kesim alanlarına aldırtarak asıl korku filmi görüntülerini sağlayanlar, şimdi kesim sonrası oluşan pisliğinde toplanmasını en berbat görüntülerle yorumsuz yayınlayarak antipati oluşturuyorlar.
Öyle ya da böyle bu kurbanlar kesiliyor. Allah kabul etsin. Ne var ki yetişen nesil bu reklam araçlarından olumsuz etkileniyor. Allah ıslah etsin.
Dünkü aynı başlıklı yazım teknik bir anlaşmazlık sebebiyle bir önceki günden yedeğin tekrar yüklenmesi üzerine gitti malesef. Elimde de yoktu. Okumuş olanlardan özür dilerim. Yazıda bahsettiğim bir nokta da bu bayrama Kurban Bayramı diyenlerin sadece biz ve Türkiye Cumhuriyetleri ile Türk kökenli milletler olduğuydu. Bir de Bangladeş’te kısmen kullanılıyormuş. Arapça kökenli bir kelime de olsa Araplar’da bayram bu isimle anılmıyor. Kurban aslında akraba ile aynı kökten (krb) gelen bir kelime. Yakınlık, yakın olma, yakınlaşma anlamlarını taşıyor ve dînî anlamda “Allah’a yakınlaşılan şey” manasında kullanılıyor.
Bayraınızı bu vesileyle tekrar kutlarım.
