Yazıdaki Başlıklar
Bir değil, iki değil, üç değil. Bilinen en büyük alışveriş sitekerinde dahi bu sorunla karşılaşmak insanda şaşkınlık oluşturuyor. Bir alışveriş için sipariş verirken o ürünün stokda olup olmadığını, stokda değilse temin edilip edilemeyeceğini ve temin süresini muhakkak sormalısınız. Hele elektronikte…
Zaten artık sitelerin Google arama sonuçlarında yer almak için belki aylarca, senelerce, bir daha hiç satmayacakları ürünleri bile listelemeye devam ettiklerini biliyoruz, alıştık sayılır. Yine de en iyi neticeler arasında çıkan ve çok da alışverişim olan mesela HepsiBurada’da böyle sayfalar görmeye dayanamıyorum. Bunların fiziksel mağazalarda olduğunu hayal edin, ne kadar dayanılmaz olduğunu kolayca kavrayabilirsiniz. Vitrinde hiç satılmayacak bir ürün, hatta bazen fiyatıyla birlikte yer alıyor. Güvenli Alışveriş Sistemi denen ve aslında İslâm’a göre çekinilmesi gereken noktalara sahip sistemdeki çok satıcılı siteler ise aktif stok sunumu açısından ön plana çıkıyor.
Geçtiğimiz aylarda, belki 1 ya da iki ay oldu, bazı hizmetlerde kullanılmak üzere bir ipad alma yoluna gittik. “Hay gitmez olaydık” dedirtecek cinsten tecrübeler yaşadık. Önce her zamanki gibi en uygun cihaz fiyatlarını araştırıp, buların modellerini ayırdık ve ihtiyacımızla örtüşenlere karar verdik. Sonra bunların satış sonrası yorumlarından erişebildiklerimize, mağazanın genel aktifliği ve genel memnuniuyet derecesine, internet üerinde çeşitli platformlarda hakkındaki eleştirilere falan baktık. Altı üstü bir ipad diyeceksiniz belki ama hem kendi yapım, hem de vakıf yapısı bu noktada örtüşüyor.
İLK GOLÜ NT’DEN YEDİK
Seçtiğimiz ürünü elinde olduğunu iddia ederek satışta tutan ve buna en uygun fiyatı veren 3 mağazan tek “yerli” kabul edilebilecek olan firma NT idi. Ürünün nerede, hangi mağazalarda olduğunu, kargo beklemeden elden temin edip edemeyeceğimizi öğrenme ihtiyacı hissetmemiz, araştırmanın uzun sürüp, cihazı sisteme entegre etmek için vaktimizin daralması ile oldu. İlginç, Türkiye çapında zincir mağazalar sahibi bir markanın müşteri hizmetlerinin, ürünün sadece internet üzerinden sipariş edilebileceğini bilmemesi, bunun yanında hangi mağazada olduğunu da görememesini şaşırtıcı buldum. Yani ne öyle ne böyle yardımcı olamayan bir müşteri hizmetlerine sahiplerdi benim için. Tek yaptıkları büyük mağazaların telefonlarını vermek oldu ki o da zaten internet sitelerinde mevcut.
Daha sonra tek tek NT’nin büyük mağazalarını aramaya başladım. Orası bilmiyor, burası yok diyor, şurası ne dediğinizi anlamıyor… Derken Başakşehir mağazası epeyce yardımcı oldu. Hem de nasıl! Müşteri hizmetlerinin bilemediği bilgileri sağladı ve ürünün Mecidiyeköy şubesinde mevcut olduğunu ekrandan görerek bana söyledi (öyle dediler). Biz de Mecidiyeköy’ü aradık. Gel gör ki Mecidiyeköy şubesi üründen habersizdi… Yok dediler.
Neyse, müşteri hizmetler ile bir defa daha görüşüp kargo sürecini sorduk. Sipariş sonrası 4 gün temin süreci, 3 gün de kargo süreci falan… Böyle can sıkıcı şeyler dile getirdiler. Ürün olarak sergiledikleri ve mağazalarında bulunduğunu bir şekilde söyledikleri şey için 4 günlük temin süreci, tırnak içinde de bunun iş günü olarak sayılması gerektiğinin belirtilmesi. “Yahu nereden bulaştık!” demeye az kalan bir alışveriş için uğraştığım ortada gibi.
Siparişi verdik vermesine, sipariş de elime 4-5 günde ulaştı ulaşmasına ama… Halen elimde paket açma (ya da açık gelen ürünü anlama diyelim) videosu ve fotoğrafları, iade ve geri ödeme süreçlerininn tamamını içeren fotoğraf ve ekran görüntüleri masa üstünde duruyor. Ürün bildiğiniz teşhir ürünü bile olamayacak durumda idi. Silme gereği bile duymadıkları, üzerinde onlarca parmak ve avuç izleri yıllanmış toz kalınlığına ulaşan ekranıyla, tamamen açılmış vaziyetteki “depoda yıllarca durmuş, savrulmuş, yıpranmış” kutusundan çıktı cihaz. Üstelik şarj cihazı dahi yoktu içinde. Bunu “nispeten” sıfırı satılabilir bir fiyattan ve tâbir-i âmiyâne ile “kaktırma denemesi” şeklinde bana gönderen firma NT idi.
Ürün sayfasına yeniden döndüm… Bir yerinde “FIRSAT ÜRÜNÜ” ya da “Teşhir ürünü” veya “Outlet ürün” gibi bir şey var da ban mi göremedim diye. Yok arkadaş, ürün bildiğin sıfır, Türkiye garantili 4. nesil iPad diye satılıyor. Müşteri hizmetlerini arıyorum, o kadar normal karşılıyorlar ki; “biz hep yaparız böyle şey” der gibi… Çıldırmak işten değil. Gerisini kısa keseceğim, ürünü iade gönderdim, müşteri hizmetlerini aradım ve ne olacağını söyleyemediler, 10 gün içinde falan kartıma iade işlemi yaptılar. Ne bir özür, ne başka bir şey. Sıradan bir hareket tarzı demek ki bunlar için ve bu hareket tarzı bana ürün edinme ile ilgili 10 güne, maddi açıdan ise 20 güne mâlolmulş oldu.
İKİCİ GOL CARREFOURSA’DAN GELDİ
Tevâfuk bu ya; uzun araştırmalar sonunda NT’de bulduğum ürünü aynı fiyata Carrefoursa.com adresinde gördüm. Bu sefer tedirli ama “yok canım, ikisi üst üste olmaz” kıvamında kendinden emin bir şekilde, genel kontrolleri yapıp (açıklama metinlerinde belirtilmiş özel bir durum var mı falan…), teslim vakti olarak da bölgeme göre ertesi gün 14:00’e kadar teslim edilebileceğini görüp siparişi hemen geçtim. Bu sefer siparişe, bunun sıfır olmaması, teşhir ürünü, refurbished ürün ya da değişim olması sebebiyle garanti süresi az olan ürün veyahut sıfır yeni satılan bir üründen eksiği herhang bir durum var ise iade edeceğimi belirttiğim bir not düştüm.
Ertesi gün ben teslimat beklediğim sıralarda bir telefonla neredeyse bu alışverişi yapmaktan külliyen vazgeçiyordum. Telefondaki ses ürünün teşhir ürünü olduğunu ama sitede bunun belirtilmediğini, bu şekilde kabul edersek aynı fiyattan vereceğini haber ediyordu. Hemen işlemin iptal edilip, karttan yaptığım ödeme için de iade talep ettim. O da ayrı macera. Provizyonda 10 gün kalan işlem sonunda firma meselenin kendileriyle ilgil olmadığını söylemeleri üzerine gelişen Banka-Firma trafiği sonunda iade işlemini tamamladılar.
Bu arada ben çoktan gidip incehesap üzerinden alışverimi yapıp, gidip yerlerinden elden teslim almıştım. incehesap‘ı bir kez daha sevdim. Benim için 100 lira farketti ama sorunsuz, aynı gün ve üstelik “vaad edilen ürüne” kavuşma imkanı buldum. Hayır, bu bir reklam yazısı değil, bir başkasını karalama yazısı da değil.
NT Ürünü Hâlen Listeliyor
Olmayan bir ürünü varmış gibi göstererek stışta tutma belki “yok satma” diye adlandırılabilir. Çünkü bu durumda ürünü listeleseniz ve hatta satış işlemine mani olmasanız da sonunda müşteriye dönüp, bir sorun olduğunu ve ürünü temin edemeyeceğinizi bildirirsiniz, ödeme iadesi yaparsınız en çok, mesele orada biter. Ama “çin”vârî bir satış ile aslında kullanılmış bir ürünü sıfır gibi satışta tutmak, üstelik bunu satmak ve göndermek, bildiğiniz üçkağıtçılıktır. İşte size ürün, halen listeleniyor:
http://www.nt.com.tr/apple-ipad-retina-16-gb-wifi-siyah-md510tu-a
Carrefoursa ise ürünü kaldırmış (ya da onları satmış…nereden bilelim)
Bu ve benzeri meseleler tabii iki firma ile sınırlı değil. Çok sık yaşanan sorunlar bunlar. Benzerlerini yazı çok uzadığı için başka bir seferde paylaşacağım. Bir S5 Mini alışveriş hikayesine de o zama değineceğim. Hepsinin temelinde aynı sorun yatıyor: “Müslümanca alışveriş”
Ticarette İslâm ahlâkı lâzım.