PAYLAŞ
Seni Sevdim Ya Rasulullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh (Sallallâhu Te’âlâ Aleyhi ve Sellem) başlıklı bu yazı, yazarını bulamadığım, sonradan Selma Yerli tarafından hecelere döküldüğünü öğrendiğim, whatsapp üzerinde bana ulaşmış bir mesajı içermektedir. Rasûlullâh’a (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) sevgisini ifade eden, onun özelliklerinden bazılarını duygusal tetiklemelerle işleyen yazıdan tesirleneceğinizi umuyorum.

Allâh (Celle Celâluhû), babacığımı aldığında, küçüktüm… Öğrendim ki sen de daha doğmadan babasız kalmışsın… İşte o zaman, yetimliğimi sevdim.

Altı yaşında iken, anneciğinin taptaze mezarına kapanıp ağlayışına hiç kıyamadım… Ben de ağladım… ama sevdim.

Herkes canını verecek kadar seni severken, kimseye yük olmamak için kendi işini kendin yapışını sevdim.

Başının ağrıdığını öğrendiğimde, başımın ağrısını sevdim.

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Kuşu ölen çocuğun evine taziyeye gittiğinde… Anne ve yavru köpekler için koskoca ordunun yolunu değiştirdiğinde… Merhameti sevdim; hayvanları sevdim.

“Benim çocuğum yok; ardımdan okuyacak kimse olmayacak” diye ağlayan Hazreti Bilâl’i (Radıyallâhu Anh), “Üzülme! Ümmet-i Muhammed (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) her ezandan sonra sana okuyacak” diye teselli edişini sevdim.

Bir gün, oturarak namaz kıldığını gören Ebu Hureyre’nin (Radıyallâhu Anh) “Ey Allah’ın (Celle Celâluhû) elçisi, hasta mısın?” sorusuna, “Hayır, açım!” deyişini sevdim.

O kadar uzun süre hiç aç kalmadım ben ama, kızın Hazreti Fâtımâ’ya (Radıyallâhu Anhâ), “Vallâhi kızım, üç gündür baban bir şey yememiştir.” deyişinde, açlığı sevdim.

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Hazreti Hatîce’ye (Radıyallâhu Anhâ) düğün için hediye ettiğin gülleri sevdim… “Hatice’nin sevgisi benim rızkımdır” deyişini sevdim.

“Beni nasıl seviyorsun?” diye soran Hazreti Âişe’ye (Radıyallâhu Anhâ), “Kördüğüm gibi” cevabını… Ve zaman zaman “Kördüğüm ne alemde?” sorusuna, “İlk günkü gibi” deyişini sevdim.

Onsekiz aylık oğulcuğun İbrahim kucağında can verirken, gözyaşlarıyla onu öpüp koklayıp, “O, meme emen bir süt kuzusudur… Ama Allah’ın (Celle Celâluhû) takdiri karşısında elden ne gelir!” deyişini sevdim.

Mute’de şehid düşen evlatlığın Zeyd’in (Radıyallâhu Anh) minik yetimi, acıyla o mübarek eteğine sarılıp ağladığında, onu kucaklayıp hıçkırarak ağlayışın karşısında, “Ey Allah’ın (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) elçisi, bu nedir?” diye soranlara, “Bu, sevenin sevdiğini özleyişidir!” demeni sevdim.

Yanında, kucağındaki çocuğuna sarılan, öpüp koklayan arkadaşına gülümseyerek, “Yavruna nasıl şefkat duyuyorsan, Allâh (Celle Celâluhû) da senin şefkatinden daha çok sana şefkat duyar” deyişini sevdim.

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Sevgili kızın Hazreti Fâtımâ (Radıyallâhu Anhâ) her yanına girdiğinde, ayağa kalkıp karşılamanı, “Hoş geldin kızım” diye öpmeni, elinden tutup yanına oturtmanı sevdim.

“Evlilik, iki bedende tek bir ruhtur” deyişini sevdim.

Hazreti Ali (Kerremallâhu Vechehû) ile Hazreti Fâtımâ’yı (Radıyallâhu Anhâ) evlendirirken, ikisini karşına alıp, “Ey Ali, kızımı sana cariye olarak veriyorum, ama unutma, sen de onun kölesisin” deyişini sevdim.

Bir gün, elbisenin içinde kıpırdayan şeylerin sırrı, elbise açılınca anlaşılır: “Benim çiçeklerim” diye sevdiğin Hasan ve Hüseyin (Radıyallâhu Anhuma) oradadır. Ben, onları sevişini, onlar sırtında iken namaz kılışını, kapıdan girer girmez, “Küçük adam orada mı? Küçük adam orada mı?” deyişini, koşarak gelen torunlarını kucaklarken onlara “Ey Allâhım! (Celle Celâluhû) Ben onları seviyorum, Sen de onları ve onları sevenleri Sev” deyişini sevdim.

Bir bayram sabahı, hüzünle kenarda oturan, eski elbiseli yetim bir çocuğu elinden tutup evine götürüşünü, yıkanıp yemek yedirilen, para verilip sevindirilen çocuğun yüzünü avuçlarının içine alarak, “Benim baban, Âişe’nin annen, Hasan ve Hüseyin’in de kardeşlerin olmasını ister misin?” deyişini sevdim.

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Sokağa kaçan çocuğunu eve getirebilmek için, “Gel bak sana ne vereceğim” diyen anneye, “Dikkat et, çocuk sana gelir ve ona bir şey vermeyecek olursan, senin için bir yalan günahı yazılır!” deyişini sevdim.

Meydanlık bir yerde, önünüzden bir cenaze alayı geçerken ayağa kalktığında, arkadaşlarının şaşkın halde “Ey Allah’ın Rasulü (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem), bu bir yahudidir” dediklerinde, “Fakat aynı zamanda bir insandır” deyişini sevdim.

Bir müslüman sarhoş bir şekilde, huzuruna getirildiğinde, yanındakilerden biri sarhoşa “Allâh (Celle Celâluhû) sana lanet etsin” deyince, o mübarek kaşların çatık halde “ona lanet okumayın, ben onu tanıdığımdan beri, o Allah (Celle Celâluhû) ve Rasulünü (Sallallâhu Te’âlâ Aleyhi ve Sellem) sever” deyişini sevdim.

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Uhud’da şehit düşen yetmişiki arkadaşını defnederken, Cemuh oğlu Amr ile Amr oğlu Abdullah’ın (Radıyallâhu Anhuma) cenazelerinin başında, hüzünle dalıp gidişini ve “bu ikisini aynı mezara koyun. Çünkü onlar, dünyada da birbirlerini çok severlerdi” deyişini sevdim.

Mübarek başın, Hazreti Âişe’nin (Radıyallâhu Anhâ) kucağında, ruhunu Allah’a (Celle Celâluhû) teslim etmek üzereyken, Rabbinin huzuruna tertemiz çıkmak için, misvakla dişlerini temizleyişini sevdim.

Mescidde nezaket kurallarından habersiz, yeni müslüman olmuş birinin burnunu sildiği paçavrayı yere attığını görünce, pisliği yerden kendi elinle alıp temizleyişini ve o kişiye yumuşak bir sesle, “Bir daha böyle yapma” deyişini sevdim.

“Sizden biriniz, ağaç dikerken kıyamet kopuyor olsa, ağacı dikmeye devam etsin” deyişini sevdim.

“Akarsu başında bile olsanız, suyu israf etmeyin” deyişini sevdim.

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Kâbe’yi işaretle, “Bu ev, saygın, mübarek ve kutsaldır. Ama, varlığını elinde tutan Kudrete yemin ederim ki, insan onuru ve kişiliği daha kutsaldır!” deyişini sevdim.

Mîrâca çıktığında, Allâh Te’âlâ, “Seni ne ile şereflendireyim?” dediğinde, “Beni Sana kullukla şereflendir” deyişini sevdim.

Yine mirâçda Rabbim Te’âlâ “İste! Ne isteğin varsa vereyim” dediğinde, secdeye kapanıp, gözyaşlarıyla “Senden ümmetimi istiyorum” deyişini sevdim.

Refik-i Alâ’ya, Yüce Dost’a giderken, “Sizi kevser ırmağı başında bekleyeceğim. Bana kavuşmak isteyen, elini ve dilini kötülüklerden çeksin.” deyişini sevdim.

Seni Sevdim Yâ Rasûlullâh Sallallahu Aleyhi ve Sellem

Ve Rabbimizin (Celle Celâluhû), “Andolsun elbette muhakkak size, kendi nefislerinizden olan pek değerli bir Râsûl gelmiştir ki, sıkıntıya uğramanız ona çok ağırdır, size karşı çok düşkündür ve insanlara çok esirgeyicidir; pek acıyıcıdır.”[1] deyişiyle, seni sevdim.

Ve Rabbimizin, “Şüphesiz ki, Allah ve melekleri, Peygamber’e çokça salât ederler (överler,yüceltirler). Ey müminler! Siz de O’na salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin.”[2] buyurmasıyla, seni daha çok sevdim…

 


[1] (Ey insanlar!) Andolsun ki; elbette muhakkak size (meleklerden ve cinlerden değil de, anlaşıp uymanız kolay olsun diye) kendi nefislerinizden (sizin gibi bir beşer) olan pek değerli bir Rasûl gelmiştir ki, sıkıntıya uğramanız ona çok ağırdır, siz(in iman etmenize ve tüm işlerinizin yoluna girmesin)e karşı çok düşkündür ve inananlara çok esirgeyicidir; pek acıyıcıdır!

Bu âyet-i kerîmede Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in itaatkâr müminlere karşı çok esirgeyici, günahkâr Müslümanlara ise çok acıyıcı olduğu açıklanmıştır. Hasen ibni Fadl (Rahimehullâh) şöyle buyurmuştur: Allâh-u Te`âlâ peygamberlerinden hiçbirine Kendi isimlerinden iki ismi birlikte vermemiştir. Ancak bu âyet-i kerîmede Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e Raûf ve Rahîm isimlerini vermiştir. Nitekim Kendisi hakkında: “Şüphesiz ki Allâh insanlara karşı elbette Raûf’tur, Rahîm’dir!” (el-Hac Sûresi: 65) buyurmaktadır. (Tevbe Sûresi, 128. Âyet-i Celîle, Kur’ân-ı Mecîd ve Tefsirli Meâl-i Âlîsi)

[2] Şüphesiz ki Allâh ve melekleri, o Nebî’ye sürekli sa lât (ederek, şânının yüceliğini ve şerefinin büyüklüğünü açıkla maya önem atf)etmektedirler. (Böylece Allâh-u Te`âlâ ona rahmetler, feyizler ve bereketler yağdırmakta, melekler de ona yü ce makamlar dileğiyle dua ederek şeref kazanmakta ve onun zikriyle bereketlenmektedirler.) Ey iman etmiş olan kimseler! Siz (onun şefâatine muhtaç olduğunuzdan, salât ü selâm oku maya daha lâyıksınız, o halde: “Ey Allâh! Efendimiz Muhammed’e salât eyle!” diye kendisine rahmet duası yaparak) ona salât edin ve (“Ey Nebî! Selâm olsun sana!” diyerek) tam bir selâmlamakla selâm verin!/ Tam bir boyun eğişle (onun emirlerine) teslim olun! (Ahzâb Sûresi, 56. Âyet-i Celîle, Kur’ân-ı Mecîd ve Tefsirli Meâl-i Âlîsi)

3 YORUMLAR

  1. Selamün aleyküm, tevafuken okudum paylaşımınızı. ” Seni Sevdim ” yazısı bana ait, acizane.. Bildirmek istedim.

    • Aleyküm Selâm ve Rahmetullâh,

      Bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim. Yazının başına bu bilgiyi ekliyorum.

    • Aleyküm Selâm ve Rahmetullâh,

      Bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim. Yazının başına bu bilgiyi ekliyorum.

BİR CEVAP BIRAK

Yorumunuzu ekleyin
Buraya adınızı yazın